24 Haziran 2018 Pazar

Baatırdın Söözi

Baatırdın Söözi / Baturun (Bahadırın) Sözü

Keyen çümdü bu Altayda
Kebis yaraş bu yalañda
Ak tayğanıñ edeğinde
Ak talaydıñ yaradında
Tegin emes yürüm yürgen
Baatırıs yurtağan

Arı körzö, andıy emes
Beri körzö, mındıy emes
Arı körzö, ayudıy
Beri körzö, börüdiy
Korkor sös ol bilbes
Baatırıs yurtağan

Altayınan alkıştu
Atkan oğı çike tiyer
Mingen adı yarajı
Etken edim ep-tüzi
Aytkan sözi çeçeni
Ugığar, ugığar, ugığar!

Kalgınçada baatır aytkan:
Keler, keler bu çaktar da
Kebis yaraş bu yalañda
Keyen çümdü bu Altayda
Kubular, kubular yürümis

Altayıma çak keler
Albatıbıs azıp yürer
Açı koron suu içip
Albatım astığar
Altayda, Altayda, Altayda!

Kiji, kiji oñdoşpoy
Yañ blaajıp soğujar
Öskö kalık ol kelip
Öskö yañga üreder
Üreder, üreder, üreder

Kaçan birde Altayga
Altay baatır uul keler
Albatıbıs oygonıp
Altay yañın birlik bilip
Yaranar, yaranar yürümis

Bu güzel Altay'da
Halı gibi güzel vadide
Ak dağın eteğinde
Ak denizin kıyısında
Hayatını boşuna yaşamayan
Baturumuz yaşamış

Oraya baksa, öyle değil
Buraya baksa, böyle değil
Oraya baksa, ayı gibi
Buraya baksa, börü (kurt) gibi
Korku sözlerini bilmez
Baturumuz yaşamış

Altay tarafından kutsanmış
Attığı oku düz vurur
Bindiği atı görkemli
Yaptıkları dosdoğru
Söylediği sözü düşündürücü
Dinleyin, dinleyin, dinleyin!

Sonuçta batur demiş:
Gelir, gelir o çağlar da
Halı gibi güzel vadide
Bu güzel Altay'da
Değişir, değişir yaşamımız

Altay'ıma çağ gelir
Ulusumuz azıp (ahlaksızlaşıp) yaşar
Acı zehirli suyu içip
Ulusumun sayısı azalır
Altay'da, Altay'da, Altay'da

Kişi, kişi anlaşmadan
Töre ile savaşır
Özge (başka) halk gelip
Özge (başka) töreleri öğretir
Öğretir, öğretir, öğretir

Bir gün Altay'a
Altay batur oğul gelir
Ulusumuz uyanır
Altay ulusu birleşir
İlerler, ilerler yaşamımız







2 Haziran 2018 Cumartesi

Gagauzlar

Gagauzlar Ortodoks Hristiyanlığa bağlı bir Türk topluluğudur. Başta Moldova içindeki Gagauz Özerk Cumhuriyeti olmak üzere Bulgaristan, Ronanya, Ukrayna ve Türkiye'de yaşamaktadırlar. Toplam nüfusları 300.000 kadardır. Balkan şivesine yakın bir Oğuz Türkçesi ile konuşurlar.

Gagauzların kökeni hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Yaygın olarak kabul edilen görüşe göre Gagauzlar 11. yüzyıl civarında Orta Asya'dan bölgeye gelen Oğuz, Peçenek ve Kıpçak Türkleri'inden gelmektedir. Gagauz adı da Gök + Oğuz kelimelerinin birleşip değişim geçirmesi ile ortaya çıkmıştır. Diğer bir görüşe göre ise Gagauzlar 13. yüzyılda Bizansa sığınan II. İzzeddin Keykavus ile birlikte Dobruca'ya yerleşen Selçuklu Türkleri'nin torunlarıdır. Bu görüşe göre Gagauz kelimesi “Keykavus” kelimesinin değişim geçirmesi ile ortaya çıkmıştır.

14. yüzyılda Balık Bey önderliğinde Balkanlarda bir devlet kurmuş olan Gagauzlar'ın toprakları 1417'de Osmanlı hakimiyeti altına girmiştir. Türk olmalarına rağmen farklı bir dine inandıkları için Osmanlılar tarafından ihmal edilen Gagauzlar Bulgar ve Rum din adamlarının baakısı altında kalmıştır. Daha sonraki dönemde bölge Osmanlı'dan çıkıp Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmiştir. 1906 yılında Komrad (Moldova) merkezli bağımsız bir devlet kurmak için ayaklanan Gagauzlar, Çarlık ordularına yenilmiş ve devletleri çok kısa ömürlü olmuştur.

Uzun yıllar Müslümanlar ile birlikte yaşadıkları için Gagauz kültüründe İslam izlerine ratlanmaktadır. Ayrıca eski Türk inancından kalma gelenekler de Gagauzlar tarafından yaşatılmaya devam edilmektedir. Hristiyanlıkta kurban geleneği olmamasına rağmen eski Türk dininden gelen “Iduk Kurbanı” (bkz Divan-ı Lügati Türk) Gagauzlar tarafından hala sürdürülmektedir. Türk kültüründe ve mitolojisinde derin bir yeri olan ve birçok Türk halkı için çok saygın bir hayvan olan kurta adanmış Kurt Bayramı (Canavar Yortusu) da Gagauz kültüründeki önemli bir bayramdır.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Bükreş büyükelçisi olduğu (1931 – 1944) dönemde Gagauzlar ile ilişkiler yeniden başlamıştır. O dönemde Romanya sınırları içinde yer alan Gagauz köylerinde Türkçe eğitim veren okullar açılmış, birçok Gagauz gencinin Türkiye'ye gelerek çeşitli okullarda eğitim alması sağlanmıştır.

Gagauzlar ile ilgili ayrıntılı bilgiler için bakınız: “Gagauzlar”, Prof. Dr. Mustafa Argunşah & Prof. Dr. Harun Güngör.


Gagauz Özerk Bölgesi Bayrağı

Gagauzlar tarafından kullanılan başka bir bayrak

Manisa Tarzanı'na Saygı Duruşu!


Ahmet Bedevi 1899 yılında bugünkü Irak sınırları içinde yer alan Samarra'da doğdu. Kafkas Cephesi'nde bulunmuş, Kurtuluş Savaşı'na katılmıştır. Kırmızı şeritli istiklal madalyası sahibidir. Savaş sonrası Manisa'ya yerleşen Ahmet Bedevi, kendini savaş sırasında Yunan ordusu tarafından yakılan Manisa'yı ağaçlandırmaya adadı. Spil Dağı eteklerindeki küçük kulübesinde yaşayan Ahmet Bedevi, Johnny Weissmuller'in oynadığı Tarzan filminin 1934 yılında Manisa'da gösterilmesinden sonra Manisa Tarzanı adıyla anılmaya başladı. Kulübesinin kentten uzakta olmasına ve zamanının çoğunu dağlarda geçirmesine karşın toplumdan kopuk biri değildir. Okumayı, insanlarla bir araya gelmeyi ve sohbet etmeyi sever. Manisa Dağcılık Kulübü üyesi olan Tarzan genç dağcılarla birçok zirve tırmanışı gerçekleştirmiştir. Kendi elleriyle dikip büyüttüğü çam ağaçlarının benzin istasyonu yapılacağı gerekçesiyle kesilmesi üzerine çok üzülür. İlk kalp krizini o gün geçirir. Arkadaşlarının ısrarı üzerine zorla hastaneye yatsa da çok fazla dayanamaz ve 31 Mayıs 1963'te hayata gözlerini yumar.

Şu sözleri adeta vasiyeti gibidir: “Ahmet Bedevi bir çıplak, garip adamdır. Ama ölünce, ağaç sevgisi sembolü olacak, hangi idareci, ağaç kestirirse rüyasına girecek, boğazına sarılacağım. Bu memleketin yeşile, yeşilliğe, ağaca, çiçeğe ihtiyacı var. Bu sevgiyi yaşatın ne olur”

Ruhu şad olsun...