8 Kasım 2013 Cuma

Manisa İl Merkezinde Saruhanlılar Döneminden Günümüze Ulaşan Eserler - Bölüm 2

Hazırlayan: Tonyukuk
7.) Saruhan Bey Türbesi
Türbe Saruhanoğulları Beyliği’nin kurucusu Alpagu oğlu Saruhan Bey’e aittir. İzmir Caddesi üzerinde Muradiye ve Sultan camileri arasındaki alanda yer alır. Kitabesi yoktur. Saruhan Beyin torunu İshak Çelebi tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Saruhan Bey’in 1345, İshak Çelebi’nin 1388 de öldüğünden yola çıkarak bu tarihler arasında yapıldığı kabul edilir.

Resim: Saruhan Bey türbesi
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676638353/in/set-72157637316852616

Resim: Saruhan Bey’in mezarı
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676435426/in/set-72157637316852616

Türbe dıştan enine dikdörtgen ve kubbelidir. Doğu cephesinde bulunan yıkık kemer izi orijinal türbenin bitişiğinde başka bir yapının daha bulunduğunu gösterir. Bugün var olmayan bu yapının ne olduğu konusunda farklı iddialar vardır. Hakkı Acun bu ikinci yapının da bir türbe olduğu ve bu şekilde bölgenin bir aile mezarlığı haline getirildiği görüşünü dile getirir. Yapının kuzey ve doğusundaki ahşap kapılar üzerinde kündekari tekniği ile yapılmış süslemeler vardır.

Türbenin doğu tarafındaki bahçe içinde 1828-1829 civarlarında vefat etmiş olan türbenin türbedarı Selim Efendi’nin mezarı bulunur.

8.) Darphane

İshak Çelebi Mahallesi, Küpbaşı Sokağı’ndadır. Ulu Cami’nin 50 metre kadar güneybatısında bulunur. Kare planlı, iki katlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür. Yapının kitabesi yoktur. İçerisinde bulunmuş olan sikkelere göre tarihlendirilir. Bu sikkeler arasında 1362 tarihli İlyas Bey adına basılmış bir sikke bulunmaktadır. Bu yüzden bu tarihten önce yapıldığı kabul edilir. Yapının hangi amaçla yapıldığı konusunda farklı görüşler vardır. Zaviye, köşk, darphane veya bir dükkanın imalathanesi olduğu iddia edilmiştir. Hakkı Acun, yapının darphane veya imalathane olduğu fikrindedir. Çeşitli zamanlarda restore edilen yapıda, 2013 yılında yeni bir restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışması başlamıştır. Anadolu’da pek benzerine rastlanılmayan yapı Manisa’nın ilginç eserlerinden birisidir.

Resim: Darphane (2013 restorasyonundan önce)
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676524053/in/set-72157637316852616

9.) Gülgün Hatun (Dere) Külliyesi

Külliye, Dere Mahallesi Kumludere Caddesi üzerinde, Kabak Tekkesi ve Revak Sultan Türbesi arasındaki alandadır. İshak Çelebi’nin karısı Gülgün Hatun tarafından 14. yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmıştır. Mescit, hamam, zaviye, türbe ve çeşmeden oluşan külliyeden geriye mescit, hamam ve türbe kalmıştır. Geçirdiği restorasyonlar ve çevre düzenlemeleri ile külliye tamamen gün yüzüne çıkarılmıştır.

9.1.) Mescit

Kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülü küçük bir mescittir. Yuvarlak gövdeli minare yapıya sonradan eklenmiştir. İçinde ve dışında günümüze ulaşmış bir süsleme bulunmamaktadır.

Resim: Gülgün Hatun Mesciti
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676829343/in/set-72157637316852616

9.2.) Hamam

Mescitin kuzey duvarına bitişik olarak yapılmıştır. Semavi Eyice tarafından yapılan sınıflandırmaya göre “Haçvari Dört Eyvan Şemalı ve Köşe Hücreli” bir hahamdır. Sıcaklık, ılıklık, tıraşlık ve soğukluk bölümlerinden oluşur. Plan olarak yine Saruhanlılar döneminde yapılmış olan Çukur Hamamı’na benzer. Geçirdiği restorasyon sonrası kapalı durumda bulunan yapı şu an hamam olarak ya da başka bir amaç için kullanılmamaktadır.

Resim: Gülgün Hatun Hamamı
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676591545/in/set-72157637316852616

9.3.) Yedikızlar Türbesi

Hamamın 50 metre kadar doğusunda yer alır. İçerisinde yedi tane mezar bulunmaktadır. Bu mezarlardan birinin Gülgün Hatun’a, geri kalan altısının ise onun kızlarına ait olduğu rivayet edilir.

Resim: Yedikızlar Türbesi
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676609965/in/set-72157637316852616

10.) Ulu Camii ve Külliyesi

Cami, medrese, türbe, hamam, çeşmeler ve mevlevihaneden oluşan külliye Saruhanlılar döneminden günümüze ulaşan en önemli eserdir. Spil Dağı eteklerinde kale surları dışında inşa edilmiştir. Külliyedeki yapılar 1366 ile 1378 yılları arasında Saruhanoğlu İshak Çelebi döneminde yapılmıştır.

10.1.) Ulu Camii

Resim: Manisa Ulu Camii
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676647955/in/set-72157637316852616

Resim: Kuzey Taç Kapı
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676753174/in/set-72157637316852616

Resim: Kuzey Taç Kapı Süslemeleri
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676776644/in/set-72157637316852616

Cami, kuzey yönündeki avlu taç kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre tarihlendirilir. Kitabede günümüz Türkçesi ile şunlar yazılıdır:

Sağ taraf: “Mescitleri insanlara ibadethane kılan Allah’a hamdederim. Varlıkların en faziletlisi ve mahlukların en hayırlısı olan resulü Muhammed’e salat ve selam olsun.”

Resim: Kitabe (Sağ Taraf)
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677012413/in/set-72157637316852616

Kapı üzerindeki bölüm: “Bu güzel mabedi ve cami-i şerifi imar etmeye kalkan ... bu mescitin tamamlanmasında uğraş veren büyük sultan, milletlerin yükünü yüklenen ikinci İskender’dir. O, kötülüklerin yok edicisi, kafirlerin kahredicisi, Allah yolunda muzaffer bir kişidir.”

Resim: Kitabe (Kapı üzerindeki bölüm)
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676994463/in/set-72157637316852616

Sol taraf: “Kulların günahlarını affeden Allah’ın inayetiyle desteklenen Saruhan Bey’in torunu, İlyas Bey’in oğlu İshak Çelebi; Allah onun mülkünü daim kılsın. 768 (= M. 1366)”

Resim: Kitabe (Sol Taraf)
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676773615/in/set-72157637316852616

Kitabeden de anlaşıldığı gibi cami Saruhan Bey’in torunu İshak Çelebi tarafından 1366 yılında yaptırılmıştır. Gerek Osmanlı, gerekse Cumhuriyet döneminde çeşitli onarımlar geçiren cami günümüzde de ibadete açıktır. Caminin yapımında bol miktarda devşirme malzeme kullanılmış olması dikkati çeker. Bazı kaynaklarda caminin yapıldığı yerde daha önceden antik bir yapı olduğu ve caminin de bu yapının kalıntıları üzerine inşa edildiği yazılıdır.

Cami, kareye yakın dikdörtgen planlı olup harimin üzeri kubbe ile örtülüdür. Sekizgen kasnak üzerine oturan bu mihrap önü kubbenin çapı 10 metrenin üzerindedir. Hakkı Acun, caminin bu mihrap önü kubbesinin merkezi bir mekan yaratma açısından Osmanlı mirari anlayışını etkileyen önemli bir adım olduğunu belirtir. Anadolu’da bilinen camiler arasında sekizgen kasnak üzerine oturan ilk kubbe de Manisa Ulu Camii’nde bulunmaktadır.

Caminin bir diğer önemli özelliği de harimin kuzey tarafında yer alan üç tarafı revaklarla çevrili, ortasında bir şadırvan bulunan avlusudur. Hakkı Acun, bu avlu tipinin beylikler döneminde yapılan ilk örneği olduğunu belirtir. Avlu revaklarını taşıyan farklı tipteki sütunlar devşirme başlıklıdır. Avlunun ana giriş kapısı kuzey tarafta yer alan görkemli taç kapıdır. Caminin kitabesi de bu taç kapı üzerinde yer alır.

Resim: Avlu Revakları
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676826155/in/set-72157637316852616

Resim: Minare
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677111883/in/set-72157637316852616

Resim: Devşirme Sütun Başlıkları
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676906746/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677135943/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677149533/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676948116/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676979974/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676997204/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677005594/in/set-72157637316852616

Avlunun doğu tarafında da kuzeydekine göre daha küçük olmakla birlikte bir taç kapı daha vardır. Doğudaki taç kapının üst sağ ve sol yanlarında muhtemelen eski Yunanca olan yazıların ve süslemelerin bulunduğu mermer parçalar dikkat çekicidir. Avlunun batı tarafında ise İshak Çelebi türbesinin ve medresenin olduğu bölüme geçilen bir kapı bulunur.
Resim: Doğu Taç Kapısı
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676693764/in/set-72157637316852616

Resim: Doğu Taç Kapısı Süslemeleri
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677051213/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676809575/in/set-72157637316852616

Camide dikkat çeken bir diğer unsur ise hakiki kündekari tekniği ile yapılmış ahşap minberdir. Abanoz ağacından yapılmış minberin ustası Antepli Mehmet bin Abdülaziz, Bursa Ulu Camii’nin minberini de yapmıştır. Ahşap işçiliği açısından beylikler döneminin bir şaheseri olan minber, 2000 yılında kapsamlı bir restorasyon geçirmiştir. Minberin ahşap olan kapıları bugün Manisa müzesinde muhafaza edilmektedir.

Resim: Minber
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676958765/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677050344/in/set-72157637316852616

10.2.) Mevlevihane

Külliyedeki diğer yapıların birhayli uzağında, Yukarı Tabakhane Mahallesinde, Spil Dağı’na giden yol üzerindedir. Kitabesi günümüze ulaşmamıştır. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde mevlevihanenin kitabesinden de bahsetmiştir. Bina Evliya Çelebi’nin naklettiği bu kitabeye göre tarihlendirilir. Kitabede günümüz Türkçesi ile şunlar yazılıdır: “Bu mübarek İshakiye zaviyesini, adaletli emir, muzaffer komutan İshak bin İlyas 770 de yapılmasını emretti ve onu Osman bin Emetullah yaptı.”

Kitabeden de anlaşıldığı gibi yapı H. 770 (= M. 1368-69) yılında İshak Bey tarafından mimar Osman bin Emet’e yaptırılmıştır. Burada adı geçen Osman bin Emet ile medreseyi yapan Emet bin Osman’ın aynı kişi olduğu, ismin doğru halinin günümüzde de var olan medrese kitabesindeki şekliyle Emet bin Osman olması gerektiği genel olarak kabul görmüştür.

1960’lı yıllara kadar harap durumda olan iki katlı ve üzeri kubbe ile örtülü yapı, geçirdiği restorasyonlar sonucu ayağa kaldırılmıştır. Günümüzde müze olarak kullanılan yapıda Mevlevilik ile ilgili şeyler sergilenmekredir.

Resim: Mevlevihane
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10676216245/in/set-72157637316852616

10.3.) Ulu Camii (Fethiye) Medresesi

Caminin batı tarafında bitişik olarak yapılmıştır. Giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre tarihlendirilir.

Resim: Medrese
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677075774/in/set-72157637316852616

Kitabede günümüz Türkçesi ile şunlar yazılıdır: “Bu mübarek medresenin inşası için emretti. Mücahit ve gazilerin yardımcısı büyük Sultan İshak Han bin İlyas Han bin Saruhan, Allah onun mülklerini daim kılsın ... ayda 780. Bu işi Allah katında fakir ve zengin olan Hacı Emet bin Osman yaptı. Allah her ikisini de affetsin.”

Resim: Medrese Kitabesi
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677077306/in/set-72157637316852616

Kitabede de görüldüğü gibi medrese H. 780 (= M. 1378) tarihinde İshak Çelebi tarafından Emet bin Osman isimli bir mimara yaptırılmıştır. Medrese açık avlulu, iki katlı ve tek eyvanlıdır. Alt kat dikdörtgen planlı, revaksız avlu etrafına sıralanmış odalardan oluşur. Avlunun doğu tarafında oda yerine İshak Çelebi’nin türbesi vardır. Üst kat ise kuzey ve batı yönünde uzanır. İnşasında kesme ve moloz taş, tuğla ve devşirme malzemeler kullanılmıştır. Devşirme sütun ve sütun başlıkları dikkat çekicidir. Medresenin içinde ve dışında dikkat çekici başka bir süsleme bulunmamaktadır. Manisa’da yapılan ilk medrese olması bakımından önemlidir.

10.4.) İshak Çelebi Türbesi
Ulu Camii ile medrese arasındadır. Aslen türbe olarak mı yapıldığı, yoksa medrese odalarından birinin sonradan türbeye mi çevrildiği kesin olarak bilinmemektedir.

Resim: Türbe Girişi
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677115684/in/set-72157637316852616

Kesme ve moloz taştan yapılan türbenin giriş kapısının iki yanındaki devşirme mermer sütunlar dikkat çekicidir. Türbenin içindeki dört mezar İshak Çelebi, karısı ve çocuklarına aittir.

Resim: Türbe Girişindeki Devşirme Sütunlar
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677327223/in/set-72157637316852616
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677082365/in/set-72157637316852616

Resim: İshak Çelebi’nin Mezarı
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677140676/in/set-72157637316852616

10.5.) Çukur Hamamı
Caminin 50 metre kadar doğusundadır. Kitabesi yoktur. Külliyenin yapıldığı tarihler olan 1366 ile 1378 yılları arasında bir tarihte yaptırıldığı kabul edilir. Yakın geçmişte geçirdiği restorasyonlar sonucu harap halinden kurtulup ayağa kaldırılmıştır. Günümüzde hamam olarak ya da başka bir amaçla kullanılmamaktadır. Semavi Eyice’nin sınıflandırmasına göre “Haçvari Dört Eyvanlı ve Köşe Hücreli” plana sahip olan hamam plan olarak çağdaşı Dere Hamamı’na çok benzer. Sıcaklık, ılıklık, soğukluk ve traşlık bölümlerinden oluşan hamamın üzeri kubbeler ile örtülüdür. Giriş kapısının ön bölümünde, dağ yönünden gelip şehre doğru giden tuğladan yapılmış bir su künkünün toprak üstünde kalan bir bölümü görülebilir.

Resim: Çukur Hamamı ve Önündeki Su Künkü
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677180876/in/set-72157637316852616

10.6.) Çeşmeler

Mederesenin giriş kapısının iki tarafında iki adet çeşme bulunur. Medrese ile beraber 1378 tarihinde yapıldıkları kabul edilir. Kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılmışlardır.

Resim: Ulu Cami Çeşmeleri
http://www.flickr.com/photos/107625956@N06/10677186494/in/set-72157637316852616

Kaynaklar

- Acun, Hakkı (1999). Manisa’da Türk Devri Yapıları. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları
- http://www.istanbul.edu.tr/Bolumler/guzelsanat/beylikler.htm
- http://www.manisakulturturizm.gov.tr/belge/1-56241/ulu-camii-ve--kulliyesi-manisa-merkez.html
- Fotoğraflar 2013 yılı içerisinde çeşitli zamanlarda tarafımdan çekilmiştir.